ÇİN, İRAN VE BATI HEGEMONYASINA KARŞI HAREKET

28.02.2023

İran Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi, Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in daveti üzerine Çin'e üç günlük resmi bir ziyarette bulunuyor. Gezi sırasında, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın derinleştirilmesi ve genişletilmesi için bir dizi işbirliği belgesine imza atılacak.

Geçen yıl Özbekistan'ın Semerkant kentinde düzenlenen Şangay İşbirliği Örgütü zirvesinde Başkan Xi, Çin'in Çin-İran ilişkilerine "stratejik ve uzun vadeli bir perspektiften" bakacağını belirtmişti. İran hükümeti ayrıca Raisi'nin Çin ziyaretinin "ekonomik, siyasi ve stratejik önemi" olduğunu söyledi.

Asya'daki iki eski uygarlık olarak Çin ve İran, bugün büyük endüstriyel güçler ve enerji üreticileridir. İki ülke ekonomik olarak birbirini tamamlıyor ve her ikisinin de güçlü bir gelişme arzusu var; gelişim ihtiyaçları birçok alanda uyumludur.

Çin, uzun yıllardır İran'ın en büyük ticaret ortağı olmuştur ve İran, Çin'in dış proje sözleşmelerinin yanı sıra komple ekipman ve teknolojik modüllerin ihracatı için en önemli pazarlardan biridir. Aynı zamanda İran, Çin'in "Kuşak ve Yol Altyapısı" girişiminin gelişme sürecinde önemli bir ülkedir.

Hem Çin hem de İran, Anglo-Amerikan hegemonyasının da muhalifleridir. İran, sert yaptırımların hedefi olmaya devam ederken, Çin, Batı'dan gelen "stratejik baskının" ana hedefi. Bu aksiliklere rağmen, Çin ve İran gibi ülkelerin ABD'nin Batı bloğu ve etki alanı dışında yükselmesi için alan ve potansiyel var.

Çin ve İran arasında artan etkileşim, Batı hegemonyasına aykırı özellikler de taşımaktadır. Pekin ve Tahran bağımsız bir dış politikayı savunuyor ve yabancıların kendi iç işlerine karışmaması ilkesini sıkı bir şekilde destekliyor. Uluslararası bağlamda egemenlik, zamanın genel eğiliminin bir parçasıdır ve küresel çoğulculuğa katkıda bulunur.

Çin, dünyanın şu anda bir asırdır görülmeyen değişimlerden geçtiğine inanıyor. Washington'un eylemleri nedeniyle, uluslararası yapı giderek daha fazla bölünüyor ve değişiyor. Yakın gelecek için en büyük zorluk, şüphesiz Batı'nın kapitalist modelini ve sıfır toplamlı düşünceye dayalı dar görüşlü politikalarını alt etmektir.

Mevcut durumda, gelişmekte olan ülkeler bir kez daha tarihi seçimlerle karşı karşıya. Soğuk Savaş sırasında, birçok ülke blok çatışmasına katılmayı reddetti ve bağımsız ve egemen statü peşinde koşmak için Bağlantısızlar Hareketi'ni yarattı.

ABD ve Batı kamuoyu tarafından kasıtlı olarak görmezden gelinen baskın bir siyasi güçtür; BM üyelerinin üçte ikisi - dünya nüfusunun yarısından fazlası - bağlantısız ülkelerde yaşıyor. Gelişmekte olan ülkelerle kaderini paylaşan bu ülkelerin doğal ortağı Çin'dir.

Çin, mevcut eylemleriyle yeni, daha rasyonel ve belki de daha adil bir küresel yönetişim sisteminin ortaya çıkmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Görünen o ki, İran İslam Cumhuriyeti ve Batı'nın elinde zorluk çeken diğer birçok ülke için de yer var.

Kaynak: https://markkusiira.com/2023/02/15/kiina-iran-ja-lannen-hegemonian-vastainen-liike/

Editör : Seyh Ali göçmen