İkinci Dünya Savaşı ve Avrupa
UWI ilerleyen günlerde kongrede yapılan bazı konuşmaları yayınlayacaktır. Bugün Sırbistan'dan bağımsız araştırmacı Bobana Andjelkovic'in konuşmasını yayınlıyoruz.
UWI ilerleyen günlerde kongrede yapılan bazı konuşmaları yayınlayacaktır. Bugün Sırbistan'dan bağımsız araştırmacı Bobana Andjelkovic'in konuşmasını yayınlıyoruz.
Bu bizim geleneksel nakışımız. El yapımı bir nakış. Ve bu kabuk, İsrail askeri işgalinin sürekli hava saldırıları ve kara saldırıları nedeniyle Gazze mahallesinden Han Yunus bölgesine gitmek zorunda kalan arkadaşım Hind tarafından yapıldı. Şimdi Hind'in nerede olduğunu bilmiyorum. Umarım hala hayattadır ve umarım bizimle tekrar iletişime geçer.
Bilindiği üzere NATO'nun kuruluş amacı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ülkelerinin saldırgan olarak gördükleri Sovyetler Birliği'ne karşı ortak bir savunma paktı oluşturmaktı. Soğuk Savaş dönemi olarak adlandırılan 1949-1990 dönemi, iki büyük blok arasındaki karşılıklı güç dengesi ile dünyada büyük savaşların çıkmasını engellemiştir.
Geçen yıl Ekim ayında Rusya-Latin Amerika Parlamenter Konferansı'ndayken, Rusya Devlet Duması üyesi Vyacheslav Nikonov'un bize "Küresel Güney" hakkında konuşurken, bu ülkelere atıfta bulunmak için kullanabileceğimiz en uygun kelimelerin bunlar olup olmadığını düşünmemiz gerektiğini sorduğunu hatırlıyorum.
“ Dünden bu yana kolektif Batı ve çok kutupluluk konularını tartışıyoruz. Ancak çok kutupluluğun ancak kolektif bir Doğu'nun yaratılmasıyla sağlanabileceğini anlamalıyız. Başka bir deyişle, kolektif Doğu için ortak bir strateji olmaksızın çok kutupluluğu tam anlamıyla inşa etmek mümkün değildir.”
UWI ilerleyen günlerde kongrede yapılan bazı konuşmaları yayınlayacaktır. Bugün Ankara'daki Hacettepe Üniversitesi'nden Profesör Erdem İlker Mutlu'nun sunumunu yayınlıyoruz.
Laiklik, kutsalın ihmal edilmesi ve yadsınmasıyla birlikte, Batı'nın yeni kültür ve medeniyetinin kimliğine atıfta bulunan en önemli kavramdır. Geçmiş zamanlarda sekülerleşme olgusu her zaman mevcut olsa da, hem toplumun genel kültüründe hem de eğitim ve yüksek öğrenim merkezlerinde baskın olan ve yükselen, gerçekliğe yönelik manevi ve kutsal yaklaşımdı.