RAND'DAN DÖRT SENARYO
Ukrayna'daki çatışmanın çeşitli olası sonuçları var ve ABD'li uzmanların görüşleri nihai çözümle örtüşmeyebilir.
RAND Corporation, "Sonrası için Planlama" başlıklı ilgi çekici bir analitik rapor yayınladı: ABD Büyük Strateji Analiz Merkezi tarafından Şubat 2024'te hazırlanan ve savaş sonrası Ukrayna için dört senaryoyu inceleyen "Sonrası için Planlama: Ukrayna Çatışması Sonrası Rusya'ya Yönelik ABD Strateji Seçeneklerini Keşfetmek" başlıklı rapor.
Tartışılan senaryolardan biri olan "Sürekli İstikrarsızlık", savaştan sonraki on yılın çeşitli alanlarda çalkantılarla geçeceğini öngörüyor. Bunlar arasında Ukrayna'daki gerilimler, Avrupa'da Rusya ve NATO arasındaki çatışmalar ve ABD ile başlıca nükleer düşmanları Rusya ve Çin arasındaki stratejik rekabetler yer alıyor.
Temel nüanslar aşağıdaki gibidir:
- Ukrayna'daki durum bir barut fıçısı olmaya devam ediyor: her iki taraf da ateşkesi ihlal ediyor ve ikinci bir savaşa hazırlanıyor.
- NATO ile Rusya arasındaki siyasi ilişkiler eskisinden daha kötüdür.
- ABD'nin mevcut politikası, Amerikan çıkarlarını daha da baltalamak için işbirliği yapan Rusya ve Çin ile nükleer silahlanma yarışının tırmanmasına katkıda bulunuyor.
- Yüksek gerilimler küresel ekonomik parçalanmayı hızlandırıyor ve Avrupa'nın büyümesini engelliyor - Amerikan ekonomisi üzerinde çok az etkisi olan faktörler.
Bu özel durumda yazarlar mevcut durumu incelemektedir: Rusya'nın savunma sanayii aktiftir, Çin Rusya'ya destek sağlamaktadır, NATO güçlü olmaya devam etmektedir, ancak bazı üyeler ABD'yi bir gerilim kaynağı olarak görmektedir ve silah kontrol anlaşmalarının eksikliği yarışı körüklemektedir. Yazarlar ayrıca Ukrayna'ya daha fazla yardımın Rusya'nın önleyici saldırı olasılığını arttırdığını, yeni ekipmanların meşru hedefler haline geleceğinin zaten açıklandığını ve Zelensky rejiminin intikam girişimlerinin iktidarın militarizasyonuna ve demokrasinin altının oyulmasına yol açtığını kabul etmektedir. Son yılların ortamı budur.
Ayrıca ABD'nin eski SSCB'nin parçası olmayan diğer devletlerle artan güvenlik işbirliğinin bölgede Rusya ile daha yoğun bir rekabete yol açtığı da öne sürülüyor.
İkinci senaryo ise "Yerelleştirilmiş İstikrarsızlık". Küresel olarak durum tüm taraflar için daha iyi görünmektedir, ancak Ukrayna'da yeni bir çatışma riski yüksek olmaya devam etmektedir. Ana hususlar:
- Ukrayna ve Rusya ateşkes konusunda kararlı olmadıkları için temas hattında gerginliğin tırmanma riski hâlâ yüksek.
- NATO ve Rusya arasındaki siyasi ve askeri gerilim, hala yüksek olmakla birlikte, ilk senaryoya göre daha düşüktür.
- Rusya ve Çin ile nükleer dinamik daha istikrarlıdır.
- Küresel ekonominin daha az parçalanması, ABD'nin daha az etkilenmesine yol açmaktadır.
Bu durumda Washington Rusya'ya karşı daha az sert bir yaklaşım benimsiyor, zira daha önce Ukrayna'ya yapılan yardımlar boşa çıkmıştı. ABD ilişkileri istikrara kavuşturmayı ve odağını Hint-Pasifik bölgesine kaydırmayı umuyor.
Rusya Batı'dan gelen tehdidin azaldığını gördükçe stratejik silah yatırımlarını azaltıyor ve odağını Ukrayna'da yeni bir savaşa hazırlanmaya kaydırıyor.
Başta Almanya olmak üzere bazı ABD NATO müttefiklerinin bu senaryoyla ilgilendiği belirtiliyor. Rusya'ya karşı daha az sert bir tutum aynı zamanda ABD'nin Avrupa'da daha az kaynak kullanmasını gerektirecek ve Hint-Pasifik için fon ve kuvvet serbestliği sağlayacaktır.
Washington ikili silah kontrol anlaşmalarına geri dönülmesinden yana, Ukrayna'nın NATO'ya daha fazla entegrasyonu konusunda tereddütlü ve eski Sovyet bölgesinde NATO üyesi olmayan ülkelerle çatışmaya girme konusunda temkinli.
Bu daha az katı politikanın NATO'nun zaten güçlü olan caydırıcılık kapasitesini zayıflatmadığı belirtiliyor. Müttefiklerin Ukrayna'ya verdiği eşi benzeri görülmemiş desteğe rağmen Rusya savaş sırasında NATO üyesi ülkelere de saldırmadı. Dolayısıyla böyle bir yaklaşım Batı için rasyonel olacaktır.
ABD, bir savunma stratejisi benimseyen Kiev'i desteklemeye devam etse de. Aynı zamanda, Ukrayna'da demokrasi ve ekonomik istikrarın erozyona uğramasına ilişkin endişelerin yanı sıra militarizasyon sorunu da devam etmektedir.
Üçüncü senaryo ise "Soğuk Savaş 2.0". Burada stratejik ve bölgesel gerilimler yeni bir Soğuk Savaş benzeri atmosfer yaratıyor.
- Ukrayna'daki temas hattı boyunca yaşanan gerginlikler azalmakta, Ukrayna ekonomisi toparlanmakta ve demokratik kurumları güçlenmektedir.
- ABD'nin Avrupa'daki iddialı duruşu karşısında kendini tehdit altında hisseden zayıflamış bir Rusya, çıkarlarını korumak için nükleer sinyallere ve gri bölge taktiklerine daha fazla güveniyor.
- Amerika Birleşik Devletleri hem Rusya hem de Çin ile nükleer silahlanma yarışına girmiş durumda.
Bu durumda, Batı için olumlu bir sonuç gereklidir ve ABD sadece sert bir politika izlemekle kalmayıp, Rusya'yı düşüşteyken vurmayı planlamaktadır. Bu, Rusya'nın zayıflaması nedeniyle gerçekleşebilir. Ancak bu gerçekleşmiyor ve Rusya'nın savunma sanayisinin ya da ekonomisinin çökeceğine dair hiçbir belirti yok. Aksine, Batılı liberal kurumlar da dahil olmak üzere tüm göstergeler Rusya'nın GSYİH büyümesinden söz ediyor.
Genel olarak bu senaryo, diğer seçeneklere kıyasla nükleer çatışma riskini artırmaktadır. ABD'nin Ukrayna'yı desteklemesi ve diğer eski Sovyet devletlerini kendi etki yörüngesine çekmesiyle siyasi gerilimler de artıyor.
Rusya'nın bölgedeki ABD etkisine karşı koymaya çalışması bu ülkelerde daha büyük bir çatışma riskine yol açsa da, her iki tarafın da itidalli davranması nedeniyle Ukrayna'daki temas hattı boyunca yeni bir çatışma riski 1. ve 2. seçeneklere göre daha düşüktür.
Ukrayna'nın ateşkesi sürdürme ve reformlarla yeniden yapılanma konusundaki kararlılığı AB'den destek almasını sağlıyor. Mültecilerin geri dönüşü ve özel yatırım akışı ekonomik büyümeyi tetikliyor. Kiev artık karşı saldırıya geçmeyi düşünmüyor, bu da askerden arınma ve demokrasinin yeniden tesis edilmesine yol açıyor.
Her ne kadar yazarlar ABD'nin Ukrayna'yı destekleme ve NATO ile bütünleşme politikasının Rusya'yı önleyici bir saldırı başlatmaya sevk edebileceğini kabul etseler de.
Dördüncü senaryo ise "Soğuk Dünya "dır.
Burada gelecek, diğerlerine kıyasla daha büyük bir istikrarla - stratejik, bölgesel ve yerel - tanımlanmaktadır.
- Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Çin arasındaki nükleer gerilim diğer gelecek seçeneklerine göre daha düşüktür.
- NATO ve Rusya arasındaki ilişkiler daha gergin hale gelir, ancak doğrudan bir çatışma olasılığı diğer olası senaryolara kıyasla daha düşüktür.
- Ukrayna'daki ateşkes halen yürürlüktedir ve diğer olasılıklara kıyasla daha uzun bir süre devam etmesi beklenmektedir.
- Ukrayna AB ile bütünleşiyor, demokrasisini güçlendiriyor ve Rusya'yı çevreleyecek bağımsız bir mekanizma oluşturuyor.
ABD de olumlu bir sonuçtan faydalanır ve Avrupa'daki siyasi ve askeri gerilimleri azaltma konusunda daha az agresif bir tutum benimser. ABD çatışmaları müzakere etmeye istekli ve bu da gerilimin azalmasına yol açıyor. ABD ve Rusya rakip olmaya devam ediyor ve birbirlerine karşı daha da güvensizler.
Bununla birlikte, NATO ile Rusya arasında çatışma riski daha düşüktür. Çin ile stratejik silahlanma rekabeti devam ederken, ABD'nin daha temkinli nükleer duruşu gerilimi arttırmamaktadır.
Bu da küresel ekonominin daha az parçalanmasına ve Avrupa ekonomilerinin nispeten daha güçlü hale gelmesine yol açmaktadır. Sonuç olarak jeopolitik, ABD ekonomisini diğer seçeneklerde olduğu kadar etkilememektedir.
Ukrayna ekonomik kalkınma ve AB entegrasyonuna odaklanmış durumda ve savunmacı bir duruş sergiliyor. Her iki taraf da bir barış anlaşmasına varmaktan çok uzak, ancak esir değişimi ve sivillerin çatışma hatları boyunca hareket özgürlüğü gibi daha dar konularda ilerleme kaydediyorlar. Ukrayna hükümeti reformlara odaklandığı ve savaş riski düşük olduğu için ekonomisi bu gelecekte oldukça iyi durumda.
Açıkçası, dört senaryo da ABD'nin çıkarları perspektifinden yazılmıştır ve Rus askeri operasyonunun hedeflerini mantıksal sonucuna götürmeyi öngörmemektedir. Rusya'nın Ukrayna konusundaki tutumu göz önüne alındığında, senaryoların her birinde ABD, yeni bilgiler ya da Amerikalı uzmanların gözden kaçırmış ya da göz ardı etmeyi tercih etmiş olabileceği faktörler gibi beklenmedik olaylarla karşılaşma potansiyeline sahiptir. Bu durumun gelecekte de devam etmesi muhtemeldir.
Türkçe çeviri : Adnan DEMİR