DUGIN KİMİN "GRİ BÖLGEDE" OTURMAYACAĞINI SÖYLÜYOR: RUSYA'NIN ETKİ ALANINDAKİ NATO ÜLKELERİ

01.10.2024

ABD küresel hegemonyasını sürdürmek için çok çalışıyor ve yeni ittifaklar kuruyor. Eylül 2021'de Doğu'da Avustralya, ABD ve İngiltere arasında AUKUS ittifakı kuruldu. Şimdi de Birleşik Arap Emirlikleri ile stratejik bir savunma işbirliği duyuruldu. ABD'nin BAE ile stratejik ilişkisini resmileştirerek Batı-İslam Dünyası eksenini güçlendirme arzusu tamamen yeni. Ancak beklenmedik değil.

Biden bugün ABD'nin hegemonik yapısını resmileştirmeye çalışıyor. Buna Avrupa'da doğrudan Rusya'ya karşı NATO yapılarının güçlendirilmesi de dahildir. Ve daha önce bahsedilen AUKUS ittifakının oluşturulması. Ve Güneydoğu Asya'da Çin'e karşı "Dörtlü Güvenlik Diyaloğu" QUAD'ın genişletilmesi. Bu ittifaklarda, Batı hegemonu ve Batı'nın Güneydoğu Asya'daki ileri karakolu olan Avustralya, ABD işgali altındaki Japonya ve büyük bir bağımsız devlet-medeniyet olan Hindistan ile birleşmektedir.

Aynı zamanda Batı, Orta Doğu'da Batı sistemine en fazla entegre olmuş ülkelerle resmi bir ittifak kurmaya başlıyor. Suudi Arabistan, BAE ve diğer İslam ülkelerinin BRICS ve Rusya'ya yöneldiği bir ortamda Biden, bu ülkeleri gelişmekte olan çok kutuplu kulüpten neredeyse zorla uzaklaştırmak için benzeri görülmemiş adımlar atıyor.

Aslında bu daha önce görülmemiş bir durum. Batı'nın İslam dünyasındaki ortaklarıyla ilişkileri her zaman gayrı resmi olmuştur. Evet, her zaman petrol vardı, her zaman belirli diplomatik anlaşmalar vardı ama bugün Batı'nın küresel bir NATO oluşturmaya başlaması, çok kutuplu bir dünyanın oluşumuna karşı koymaya çalışması, elbette küresel stratejide, jeopolitikte tamamen yeni bir şey.

Elbette bu BRICS'e bir yanıttır. Batı, BRICS'in bazı unsurlarını (özellikle Hindistan ve şimdi 2024'ün başından itibaren BRICS'e resmen katılan BAE) kendi tarafına çekerek BRICS'ten çıkarmaya çalışıyor. Ve bu büyük ölçüde Türkiye'nin de yakın zamanda BRICS'e katılmak için başvurmuş olmasına Batı'nın verdiği bir yanıt haline geliyor.

Tek kutuplu ve çok kutuplu dünyalar arasındaki çatışma giderek daha da resmileşiyor. Aynı zamanda, bazı ülkeler bir tür jeopolitik sınır haline gelmektedir. Kendilerini aynı anda hem NATO'da, hem Batılı hegemonun yanında, hem de çok kutuplu dünyada bulabiliyorlar. Böylece çok ilginç bir fenomen, çok kutupluluk ile tek kutupluluk arasında bir ara bölge oluşturuyorlar, çünkü her ikisinden de etkileniyorlar.

Aslında bu klasik jeopolitik ve onun yasalarıdır. Çünkü "kara uygarlığı" ve "deniz uygarlığı", tam da onları ayıran ve Rimland olarak adlandırılan kuşakta en keskin ve yoğun şekilde karşı karşıya gelmektedir. Tek fark, tek bir "kara uygarlığı" değil, çok kutuplu dünyanın ülkelerinin ve Batı'nın kendisinin bağımsız kutuplar olmaya davet edildiği "dağıtılmış bir kara uygarlığı", dağıtılmış bir Heartland var.

Tüm bunlar çok ilginç bir süreç ve yakından takip etmemiz gerekiyor. Ve elbette bunun BAE'yi Batı ile etkileşim için bir tür "gri bölge" olarak gören Rus elitine de bir darbe olduğunu anlamamız gerekiyor. Batı bu fırsatı Rus yapısının elinden almak istiyor. Bu nedenle BAE'yi Batı'nın ana ortakları arasına dahil etmek her açıdan son derece agresif bir hareket. Bu, BAE'yi doğrudan Batı'nın kontrolüne, doğrudan yönetimine sokma girişimi anlamına geliyor.

Çeviri : Adnan DEMİR

Kaynak