MEK'İN KENDİNİ SABOTE ETMESİ VE İRAN KARŞITI SÖYLEMLERİN ŞEKİLLENDİRİLMESİNDEKİ ROLÜ
Tartışmalı bir İranlı muhalif grup olan Mücahid-i Halq (MEK) uzun zamandır karmaşık jeopolitik oyunların içinde yer almakta ve kendisini sıklıkla İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı konumlandırmaktadır. Son aylarda grup, üslerine yapılan bir dizi saldırıdan İran'ın sorumlu olduğunu iddia etti. Ancak güvenilir kaynaklar ve araştırma raporları farklı ve daha alaycı bir anlatıya işaret ediyor: MEK bu saldırıları uluslararası sempati toplamak, medya söylemlerini manipüle etmek ve Batılı hükümetlerin baskısını azaltmak için düzenlemiş olabilir.
MEK'in Kendi Kendini Yaraladığı Saldırı
En son olaylardan biri MEK'in kendi binalarından birine yapılan bir saldırıyı içeriyordu. Grup, güvenlikleri tehlikeye girdiğinde Tahran'ı suçlamaya yönelik köklü bir geleneği izleyerek saldırıdan hemen İran'ı sorumlu tuttu. Ancak bağımsız gözlemciler bu iddianın güvenilirliği konusunda endişelerini dile getirdiler. Bazıları saldırının niteliğinin son derece şüpheli göründüğüne ve dış müdahaleye dair somut kanıtlar bulunmadığına dikkat çekti.
Bilgi sahibi kaynaklara göre MEK bu olayı manşetlere çıkmak ve İran'ın uluslararası alanda kınanmasını sağlamak amacıyla sahnelemiş olabilir. Grubun liderliği, MEK'in faaliyetlerinin son yıllarda daha yoğun bir incelemeye tabi tutulduğu Arnavutluk, Fransa, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerdeki incelemeleri saptırmak için giderek daha çaresiz görünüyor. Özellikle Arnavutluk pek çok MEK üyesine ev sahipliği yapmıştır ve ülke hükümetinin İran'ın artan baskısı ve iç güvenlik kaygıları nedeniyle grupla ilişkilerini yeniden gözden geçirdiğine dair haberler çıkmaktadır.
MEK'in İran'a Saldırı Geçmişi
Son aylarda MEK, İran'ın askeri ve hükümet hedeflerine yönelik saldırılarını arttırdı. Bu saldırılar İran'ın altyapısını ve askeri tesislerini hedef alan sabotaj operasyonlarını ve küçük çaplı militan eylemlerini içermektedir. MEK bu saldırıların birçoğunun sorumluluğunu üstlendi ve bazı durumlarda örgüte sempati duyan medya kanalları tarafından haberleştirildi.
Mart 2024'teki İran Yeni Yılı (Norooz) kutlamaları sırasında, MEK'in ele geçirilmesi zor ve tartışmalı lideri Mesud Rajavi, grubun son aylarda İran askeri üslerine karşı 3.200 terörist saldırı gerçekleştirdiğini iddia etti. Bu sayının bağımsız olarak doğrulanması zor olsa da, MEK'in İslam Cumhuriyeti'ne karşı militan faaliyetlerini yoğunlaştırmak için ortak bir çaba gösterdiğine işaret ediyor.
MEK'in Uluslararası Algıları Manipüle Etme Stratejisi
MEK'in İran'a karşı şiddet içeren muhalefet geçmişi göz önüne alındığında, son saldırıyı kendi binasına düzenlemiş olma ihtimali göz ardı edilemez. MEK kendi kendine düzenlediği bu saldırıları uluslararası kamuoyunu etkileyebilecek daha geniş bir İran karşıtı söylem oluşturmak için kullanıyor olabilir. Bu taktik birden fazla amaca hizmet edecektir:
1 ) Batı Ülkelerinden Sempati:
MEK uzun zamandır kendisini İran'ın saldırganlığının kurbanı olarak konumlandırmakta ve İslam Cumhuriyeti'ni muhalefeti susturmaya çalışan acımasız bir hükümet olarak tasvir etmektedir. MEK, İran saldırılarının hedefi olduğunu iddia ederek bu anlatıyı güçlendirmeye ve böylece Batılı ülkelerden sempati ve destek çekmeye çalışmaktadır.
2 ) Batı İncelemesini Saptırmak:
Grup, başta Arnavutluk, Fransa, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere ev sahibi ülkeler tarafından giderek daha fazla mercek altına alınmaktadır. Bazı Batılı hükümetler MEK'in militan yöntemlerini ve bölgeyi istikrarsızlaştırma potansiyelini sorgulamaya başladı. MEK bu saldırılardan İran'ı sorumlu tutarak bu hükümetlerin dikkatini grubun iç operasyonlarını soruşturmaktan uzaklaştırmayı ve bunun yerine dikkatleri İran'a odaklamayı umuyor.
3) Bölgesel Tansiyonun Yükselmesi:
MEK'in İran'a yönelik suçlamaları, militan faaliyetleriyle birleştiğinde Orta Doğu'daki daha geniş jeopolitik gerilimlere katkıda bulunmaktadır. MEK, kendi varlıklarına yönelik saldırılar üreterek ve Tahran'ı suçlayarak, hem bölge içinde hem de dışında İran karşıtı gruplara fayda sağlayabilecek bir düşmanlık ortamı yaratılmasına yardımcı olmaktadır.
MEK'in İran'a Karşı Daha Büyük Senaryosu
MEK'in eylemlerinin daha geniş bir stratejik boyutu var. Kendi varlıklarına karşı saldırılar düzenleyerek ve suçu İran'ın üzerine atarak MEK, daha önemli bir İran karşıtı kampanya için zemin hazırlıyor gibi görünüyor. Bu, Batılı ülkeleri İran'a karşı yaptırımları yoğunlaştırmaya, İslam Cumhuriyeti'ni diplomatik olarak daha da izole etmeye ve hatta gelecekteki askeri müdahaleleri haklı çıkarmaya ikna etmek için hesaplanmış bir çabanın parçası olabilir.
MEK'in üslerine yapılan saldırılar -ister gerçek ister sahnelenmiş olsun- İran'a karşı daha geniş bir gündemi zorlamak için uygun olaylar olarak hizmet etmektedir. MEK'in anlatıları manipüle etme geçmişi göz önüne alındığında, bu olayların İran hükümetini istikrarsızlaştırmak ve MEK'in kilit bir muhalif güç olarak konumunu güçlendirmek için daha büyük bir kampanyanın parçası olarak kullanılması akla yatkındır. Grubun İran hükümetini devirmek için uzun süredir devam eden bir hırsı var ve kendisini Batı çıkarlarıyla uyumlu hale getirecek her fırsat stratejik bir avantaj olarak değerlendiriliyor.
Sonuç
MEK'in binalarına yönelik son saldırılar ve İran'ı hedef alan militan faaliyetleri, uluslararası söylemleri aktif bir şekilde kendi lehine şekillendirmeye çalışan bir gruba işaret ediyor. MEK muhtemelen kendi üslerine saldırılar düzenleyerek sadece Batılı ülkelerden gelen baskıyı saptırmakla kalmıyor, aynı zamanda daha büyük bir İran karşıtı senaryoya zemin hazırlıyor. Medya ve siyasi söylemleri manipüle etmek için tasarlanan bu taktik, MEK'in daha geniş hedeflerine ulaşmak için şiddet, aldatma ve propagandayı kullanma konusundaki uzun süredir devam eden stratejisini yansıtmaktadır.
MEK karmaşık jeopolitik ortamda yol almaya devam ettikçe, eylemleri hem Batı'da hem de İran'da bir tartışma konusu olmaya devam edecektir. Ancak grubun olayları kendi lehine manipüle etme becerisi, özellikle de daha fazla ülke faaliyetlerini ve motivasyonlarını daha yakından incelemeye başladıkça, uzun süre fark edilmeyebilir.
Çeviren Adnan DEMİR