Sahel, yeniden dirilen Afrika
Mali, Nijer ve Burkina Faso tarafından 6 Temmuz'da Niamey'de resmen kurulan 'Sahel Devletleri İttifakı' konfederasyonunun son anayasası, Batı Afrika'nın siyasi ve askeri tarihinde ve 20. yüzyıldan sonra yeni bir dalga yaşayan dekolonizasyon sürecinde bir dönüm noktasına işaret etmektedir.
Başta Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dış baskılara karşı bölgesel güvenlik ve savunmaya ilişkin meydan okumalar, sadece savunmanın değil aynı zamanda çağdaş Afrika devriminin de ana ekseni haline gelecek olan stratejik ortaklıkta yanıt bulmaktadır.
Savunma anlaşması
Tarih 16 Eylül 2023: Mali, Nijer ve Burkina Faso Sahel Devletleri İttifakı (AES) Savunma Paktı'nı kurduklarını açıkladılar. Üç ülkenin iç silahlı isyan ve dış saldırı tehditlerine karşı birlikte hareket etmelerini sağlamak üzere tasarlanan ve adını üç ülke arasındaki sınırın bulunduğu bölgeden alan Liptako-Gourma Şartı olarak bilinen belgeyle imzalanan pakt, imzacı ülkelerden birinin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir saldırının diğerlerinin tümüne yönelik bir saldırı olarak kabul edilmesini öngörüyor.
Mali lideri Albay Assimi Goïta, belgenin imzalanması sırasında amacının kolektif savunma ve karşılıklı yardımlaşma çerçevesi oluşturmak olduğunu ifade etmiştir. Durum böyle olacaktır. Bu ittifak, son yıllarda Sahel bölgesini harap eden terörizmle mücadele önceliğiyle üç ülkenin askeri ve ekonomik çabalarını birleştirmeyi ve aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelerden gelen tehditleri püskürtmeyi amaçlamaktadır.
Güle güle ECOWAS
Bu yıl 28 Ocak'ta Mali, Nijer ve Burkina Faso, Communauté Economique des Etas de l'Afrique Occidentale'den (ECOWAS) derhal çekildiklerini açıkladılar. Üç ülke, Nijer'de artan askeri müdahale tehditlerine atıfta bulunarak, bölgesel bloğu yabancı güçlerin etkisi altında kalmakla ve ECOWAS'ın kuruluş ilkelerine ihanet ederek üyeleri için bir tehdit haline gelmekle suçladı.
ECOWAS'tan çekilme kararı aslında örgüt tarafından uygulanan ekonomik yaptırımlara ve Abdourahamane 'Omar' Tchiani liderliğindeki cuntayı iktidara getiren Temmuz 2023 darbesinin ardından Nijer'e yönelik askeri müdahale tehdidine bir yanıttı. Bu bağlamda Goïta, konfederasyonun terörizm ve güvensizlikle mücadelemizi desteklemede başarısız olduğunu vurgularken, Burkina Faso'nun askeri şefi Yüzbaşı İbrahim Traoré, Batılı güçleri açıkça ülkelerini sömürmek ve ECOWAS'ı bölgede kendi amaçları doğrultusunda kullanmakla suçladı.
6 ve 7 Temmuz'a geldiğimizde Mali, Nijer ve Burkina Faso'nun askeri liderleri Sahel Devletleri İttifakı'nın ilk zirvesi için Nijer'in başkenti Niamey'de bir araya geldi ve 'Sahel Devletleri İttifakı' konfederasyonunu kurarak savunma anlaşmasını güçlendirdi ve daha büyük ekonomik ve siyasi entegrasyon planlarını açıkladı. Bu olay, Nijerya'nın başkenti Abuja'da eş zamanlı olarak düzenlenen ECOWAS zirvesine gölge düşürerek bölgesel ve küresel açıdan büyük önem taşıyan bir olaya işaret etti.
Nijerli General Omar Tchiani, ülkelerinin halklarının ECOWAS'a sırtlarını döndüklerini çünkü Afrika'nın üzerinde dolaşan yabancı güçlerden kurtulmuş egemen bir topluluk kurmak istediklerini söyledi. Tchiani ayrıca AES'nin cihatçı terörizmle mücadele etmek, toprakları savunmak ve tarım, su, enerji ve ulaşım gibi stratejik sektörlerin gelişimini korumak için ortak bir askeri güç oluşturacağını da sözlerine ekledi.
CFA Frangı'nın boyunduruğu
Son aylarda ve özellikle Niamey zirvesi sırasında tartışılan en önemli noktalardan biri, Fransa tarafından kontrol edildiği için sömürge mirası olarak kabul edilen ve bu şekilde tüm bölge üzerinde güçlü bir ekonomik ve mali etkiye sahip olan CFA frangından vazgeçme planıydı.
CFA Frangı'nın terk edilmesine yönelik olası karar hakkında henüz kesin bir işaret verilmemiş olsa da, bu birçok analist tarafından tam ekonomik bağımsızlık yolunda önemli bir adım olarak görülüyor. Kaptan Traoré zirvede para biriminin nasıl bir egemenlik işareti olduğunu hatırlattı.
Fransa tarafından 1945 yılında uygulamaya konulan para birimi mali istikrar sağlamış, ancak aynı zamanda eski sömürgeci güç tarafından ekonomik kontrol mekanizması olarak görülmüştür. Bu nedenle yeni bir para birimine geçiş, AES ülkelerinin ekonomik ve parasal politikaları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmalarını ve bu açıdan tam bağımsızlığa ulaşmalarını sağlamak için bir gereklilik olarak görülüyor.
Genel olarak Sahel Devletleri Konfederasyonu'nun kurulması, Afrika kıtasındaki etkilerinin ciddi şekilde zayıfladığını düşünen Batılı güçlerin endişelerini arttırmıştır. Üç ülkenin nihai olarak geri dönmesini umut eden ECOWAS, bölgedeki üç önemli ülkenin Ekonomik Topluluktan kesin olarak ayrılmasıyla yeni bir jeopolitik gerçeklikle karşı karşıya kalmıştır. Fransa'nın liderliğindeki Avrupa Birliği ve ABD gibi diğer Batılı güçler bu gelişmeyi dikkatle izlemektedir. Başlangıçtaki zorluklara rağmen, bu yeni bölgesel blok, ilgili üç hükümetin egemenliklerini koruma ve ortak zorlukların üstesinden gelmek için birlikte çalışma kararlılığının bir işaretidir.
CFA Frangı'nın terk edilmesi ve yeni bir para biriminin oluşturulması, üç ülke için yeni bir ekonomik bağımsızlık döneminin başlangıcı olabilir ve bölgedeki diğer halklar için de bir örnek teşkil edebilir. AES, Afrika'daki bölgesel işbirliği için bir model olma potansiyeline sahiptir ve bu ülkelerin nihayet Batı'nın yeni sömürgeciliğinden kurtulmaya ve çok kutuplu dünyaya büyük oyuncular olarak katılmaya hazır olduklarını göstermektedir.
Afrika artık Fransa'nın nakit ineği değil. Yeni bir kalpgah yükseliyor.
Çeviren Adnan DEMİR