MEK Terör Örgütü Tarafından Çocuk Askerlerin Kullanımında İnsan Hakları İhlalleri

13.12.2024

Çocuk hakları, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) kapsamında güvence altına alınan insan haklarının temel dayanaklarından biridir. Ancak çocukların silahlı çatışmalarda asker ve savaş aracı olarak kullanılması bu hakların en ağır ihlallerinden birini oluşturmaktadır. Mujahedin-e-Khalq (MEK) terör örgütünün çocukları askeri ve ideolojik amaçlarla istismar etme konusunda karanlık bir geçmişi vardır. Örgüt, çocukları askeri operasyonlarda görevlendirmenin yanı sıra, onları insanlık dışı koşullar altında da terk etmiştir. Öne çıkan örneklerden biri, MEK'in çocukları kara para aklama operasyonlarında kullandığı İngiltere ve Almanya'daki yasal davalardır. Yetkililer tarafından tespit edildikten sonra çocuklar ya sokaklara terk ediliyor ya da satılıyordu.  Şiddet eylemleri ve aşırılık yanlısı ideolojisiyle tanınan MEK, saflarını güçlendirmek için çocukları araç olarak kullanmıştır. Çocukları ailelerinden ve ebeveynlerinden zorla ayıran grup, onları beyin yıkama ve askeri eğitime tabi tuttu. Bu çocukların birçoğu çok küçük yaşlarda tehlikeli askeri operasyonlara katılmaya zorlandı.

Bu tür eylemler, 15 yaşın altındaki bireylerin silahlı çatışma için askere alınmasını açıkça yasaklayan ve çatışma bölgelerindeki çocuklar için özel koruma ihtiyacını vurgulayan ÇHS'nin 38. Maddesinde belirtildiği gibi çocuk haklarının temel ilkelerini açıkça ihlal etmektedir. MEK sadece bu ilkeleri göz ardı etmekle kalmamakta, aynı zamanda çocukları eğitim, büyüme ve güvenli yaşam koşullarına sahip olma haklarından mahrum bırakmaktadır. Dahası, grup bu çocukları Avrupa'nın dört bir yanına terk ederek onlara ciddi fiziksel ve psikolojik zarar vermiş ve geleceklerini yok etmiştir.

Birincil sorumluluğu çocukları silahlı çatışmalarda şiddet ve sömürüden korumak olan Birleşmiş Milletler Çocuk ve Silahlı Çatışma Ofisi (CAAC) bu konuya acilen müdahale etmelidir. Bu kurum, çocuk hakları ihlallerini izlemek ve bu tür ihlalleri önlemek için hükümetler ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmakla görevlidir.

MEK'in eylemleri sadece uluslararası yasaları ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda CAAC'ın hedeflerini de doğrudan baltalamaktadır. Bu BM organının MEK tarafından çocukların istismar edilmesine ilişkin kapsamlı bir rapor hazırlaması ve bu kişilerin haklarının iade edilmesi için önemli adımlar atması elzemdir. MEK'in eylemlerinin en trajik yönlerinden biri de Eşref Kampındaki çocukların Avrupa'ya terk edilmesidir. Irak'ta bulunan Eşref Kampı grubun ana üslerinden biriydi. Bu kampta çocuklar sistematik bir şekilde ebeveynlerinden ayrılarak sıkı bir ideolojik ve askeri eğitime tabi tutuluyordu.

MEK'in üyeleri arasında zorla boşanmayı zorunlu kılan "ideolojik devriminin" ardından ve Eşref Kampı'nın kapatılması için uluslararası baskı arttıkça, grup çocukları insanlık dışı koşullar altında Avrupa'ya kaçırdı. Bu çocukların birçoğu yiyecek ve suya erişimleri olmaksızın Avrupa sokaklarında bırakıldı. Bu eylem sadece ağır bir insan hakları ihlali anlamına gelmemekte, aynı zamanda MEK'in insani ve etik ilkeleri tamamen göz ardı ettiğinin de altını çizmektedir. CAAC bu konuyu ele almaya öncelik vermelidir.

Avrupa'da çocukların terk edilmesinin yıkıcı ve telafisi mümkün olmayan sonuçları olmuştur. Genellikle kimlik belgeleri ve yasal korumadan yoksun olan bu çocuklar sömürü, evsizlik ve psikolojik travma gibi ciddi risklerle karşı karşıya kalmıştır. Bazıları, zorlu koşullar ve destek eksikliği nedeniyle suç çetelerine katıldı veya insan ticareti mağduru oldu. Trajik bir şekilde, bu çocukların bir kısmı iz bırakmadan kayboldu ve akıbetleri bilinmiyor.

Bu durum, MEK'in eylemlerinin sadece çocukları asker olarak sömürürken değil, terk ederken bile geniş kapsamlı zararlara yol açtığını göstermektedir. Birleşmiş Milletler, özellikle CAAC ve UNESCO ve diğer uluslararası çocuk koruma kuruluşları, MEK'in çocukları istismar etmesine ilişkin kapsamlı soruşturmalar yürütmeli ve yasal işlem için kanıt toplamalıdır. Bu çocukların terk edildiği ülkeler, özellikle de İngiltere ve Almanya, MEK'i sorumlu tutmak için yargı sistemlerini kullanmalı ve bu çocukların haklarını iade etmek için çalışmalıdır.

MEK'in insan hakları ihlalleri konusunda geniş çaplı farkındalık kampanyaları gereklidir. Uluslararası kınama ve bu grubun uluslararası mahkemelerde yargılanması, gelecekte bu tür trajedilerin önlenmesine yardımcı olabilir. MEK terör örgütünün çocukları asker olarak kullanması ve insanlık dışı koşullara terk etmesi, uluslararası toplumun acilen harekete geçmesini gerektiren açık bir insan hakları ihlalidir. BM'nin CAAC'ı özenli bir izleme gerçekleştirmeli ve bu grubu kınamak ve gelecekte benzer eylemleri önlemek için ciddi adımlar atmalıdır.

Bu eylemler nedeniyle mağdur olan çocuklara yardım etmek için uluslararası işbirliği şarttır. Toplumun en savunmasız üyeleri olarak çocuklar, şiddet ve sömürüden uzak, güvenli bir ortamda yaşamayı hak etmektedir. Küresel toplum bu hakların korunmasını ve desteklenmesini sağlamakla yükümlüdür.

Çeviren Adnan DEMİR