KÜRESEL GÜNEYDEN BİR BAKIŞ

01.04.2024
UWI ilerleyen günlerde kongrede yapılan bazı konuşmaları yayınlayacaktır. Bugün Zwelivelile Mandla Mandela'nın sunumunu yayınlıyoruz. Mandela, Güney Afrika Ulusal Meclisi üyesi ve Nelson Mandela'nın torunudur.

Ekselansları,

Bugün burada bana konuşma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.

Benim adım Mandla Mandela. Güney Afrika Ulusal Meclisi'nde Parlamento üyesiyim ve Devlet Başkanı Nelson Rolihlahla Mandela'nın torunu olmanın yükünü taşıyorum. Babam onun ikinci oğluydu.

Program direktörü olarak, Uluslararası Rusofil Hareketi'nin liderliğini takdir etmeme izin verin.

Değerli katılımcılar, hanımefendiler ve beyefendiler, yoldaşlar ve dostlar, sizlere özgür ve demokratik Güney Afrika'nın kurucu babası, Başkan Nelson Rolihlahla Mandela'nın evinden sıcak selamlar getirdim. Bugün, ebedi direnişimizi, sürgündeki yetkinliğimizi ve çoğu büyükbabam gibi apartheid hapishanelerinde çürüyen liderliğimizi destekleme konusunda sonsuz bir borcumuz olan hepinize saygılarımızı sunmak için duruyoruz.

Siz ve tüm küresel apartheid karşıtı hareket Güney Afrika'daki acımasız apartheid rejiminin üstesinden gelmemizi sağladınız. İster SADC bölgesindeki cephe devletleri, ister SSCB, Küba, Libya, Filistin ve daha birçokları gibi devlet düzeyinde olsun, kolektif eylemleriniz. Kiliselerin ve inanç temelli hareketlerin, sivil toplum organlarının, emek oluşumlarının eylemleri aracılığıyla, tek tek ve toplu olarak, hepiniz kurtuluşumuza ve özgürlüğümüze katkıda bulundunuz ve Küresel Güney'in gücünü gösterdiniz.

Günümüzde ideologlar, sosyal bilim teorisyenleri ve ekonomi-politik uygulayıcıları kadar çok sayıda Küresel Güney tanımı bulunmaktadır. BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı'na göre Küresel Güney genel olarak Afrika, Latin Amerika ve Karayipler, apartheid İsrail hariç Asya ve Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda hariç Okyanusya'dan oluşmaktadır.

Gazze'de ve işgal altındaki tüm Filistin'de yaşanan son olayların bize Küresel Güney'in gücünü bu kadar keskin bir şekilde hatırlatmış olması paradoksaldır. Küresel Güney'deki sesler, gözlerimizin önünde cereyan eden katliamla uyandı. Altyapının her gün yok edilişini izlemek acı verici, insan hayatlarının çetelesinden bahsetmeye bile gerek yok, çünkü rakamlar onlarca yıldır süren sistematik soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçları tam olarak anlatmıyor.

Milyonlarca insan, dünyanın her şehrinde, ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinin başını çektiği tek kutuplu dünya tahayyüllerine karşı ayağa kalkıyor. Küresel Güney şiddetle acil ateşkes çağrısında bulunuyor.

Dünya yeni bir dünyaya hazır; daha adil ve dar görüşlü jeopolitik çıkarların başkalarının zararına ilerlemesini kabul etmeyecek bir dünyaya. Filistin halkı ve onların cesur direniş eylemleri Küresel Güney'deki hepimiz için bir örnek teşkil etmektedir. Ortak insanlık değerlerimize bağlı olarak bir arada duruyor ve sadece Gazze halkı ve işgal altındaki tüm Filistin için değil, dünyadaki tüm acı çeken insanlar için adalet talep ediyoruz.

Özgürlüğe giden kendi acılı yolumuzu hatırlattılar. Güney Afrika, Siyonist varlığı Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı'na götürdü ve Latin Amerika, Asya ve hatta Avrupa Parlamentosu'ndaki ülkeler tarafından benzer eylemlerle desteklendi. Bunlar rastgele olaylar değil, aksine daha önce görülmemiş düzeyde küresel seferberliğin sonuçlarıdır. Artık dünyanın ikinci sınıf vatandaşları olmaya hazır değiliz ve küresel yönetişim kurumları, kurucu ilkelerle uyumlu hareket etmek ya da dünyanın gözünde meşruiyetlerini sonsuza kadar kaybetmek gibi bir sınavla karşı karşıyadır.

Kararlı bir şekilde hareket etmek bizim elimizde. Başkan Mandela'nın da bize hatırlattığı gibi, şimdi her şey bizim elimizde. Büyüklüğe ulaşmak bu neslin elinde. Adaletin hakim olduğu, insan hakları temelli bir dünyanın hepimiz için çalıştığı ya da hiçbirimiz için çalışmadığı bir dünyayı şekillendirmek Küresel Güney'in ve BRICS Plus gibi gelişmekte olan yapılarımızın elindedir.

Filistin ve onun haksız işgale, soykırıma ve etnik temizliğe karşı verdiği kahramanca mücadele, insanlığımız için bir turnusol kâğıdıdır. İmparatorluk, güç ve küresel hakimiyet arayışında uzun zamandır dünyanın kaynaklarına tecavüz eden, yağmalayan ve çalan dünyanın zorbalarına karşı birlik olma kararlılığımız için bir testtir.

Bizi burada, zamanın bu belirli anında bir araya getiren şey tarihin bir kazası ya da rastgele bir değişim değildir. Filistin'e ve dünyaya barış getirecek küresel gündemi ilerletmek için kolektif gücümüzle ve birbirimize ve tüm insanlığa karşı ahlaki yükümlülüğümüzle hareket etmeliyiz.

Tek taraflı olarak ablukalarını dayatan ve jeopolitik çıkarlarını tüm dünyaya ve tüm insanlığa zorla kabul ettiren tek kutuplu bir dünya dönemi ölmektedir ve barışın, adaletin, onurun ve herkes için refahın hakim olması için gömülmelidir. İlerlemeli ve hakim olan küresel duyguların somut eylemlere dönüşmesini sağlamalıyız ve ortak hedefimiz olan adil bir dünyaya ulaşmak için Küresel Güney bu gündemi yönlendirmelidir.

Bunu yapmak için sağlam bir azim ve kararlılık gerekir. Artık tarihin yolcuları olamayız. Bizler kendi kaderimizin yaratıcılarıyız ve insanlığın geleceğini şekillendirmek bizim elimizde. Bu, iklim adaleti, yoksullukla mücadele ve dünyadaki eşitsizliğin sona erdirilmesi gibi diğer kritik konularda olduğu gibi Filistin halkının mücadelesi için de geçerlidir.

Güney Afrika'da, tüm Afrika kıtasında, Nijer'de, Mali'de, Burkina Faso'da tanık olduğunuz gibi sömürgeci işgalin üstesinden geldik, ancak ekonomik özgürlüğümüzün ve ekonomik kalkınma hedefimizin meyvelerini henüz tadamadık. Ve refah bizden kaçıyor çünkü uğruna çabaladığımız küresel mimarideki değişiklikler, bizi esir alan sistematik kölelik nedeniyle bizden kaçıyor. Küresel Güney, Batı'ya olan bu ekonomik kölelik zincirlerini kırmak için katalizör olmalıdır.

Bu durum Latin Amerika ve Asya için olduğu kadar Afrika için de geçerlidir. Bu gerçeğe uyanıp hazır olduğumuzda, cesaretle ilerlemek ve yeni bir gelecek ve yeni bir şafak şekillendirmek için kolektif çabalarımızı, kaynaklarımızı ve insanlarımızın seslerini harekete geçirmeye devam etmeliyiz.

Filistin'deki işgal ve soykırıma son verilmesini talep ederken sesimiz küresel güç koridorlarında duyulmalıdır. Bunu yaparken, Küresel Güney olarak tüm insanlık için barış, adalet ve herkes için insan onuruna yakışır bir gelecek inşa etmek üzere kendi günlük mücadelelerimizi de ortaya koyuyoruz.

Ve bunu yaparak hepimiz özgür bir Filistin'i, Müslüman, Hıristiyan ya da Yahudi olsun tüm vatandaşlarına saygınlık sağlayan tek bir devleti hayatımız boyunca gerçekleştirebiliriz.

Teşekkür ederim.

Türkçe Çeviri : Adnan DEMİR