HAZAR DENİZİ JEOPOLİTİK ROTASINI GEÇMEK
Yeni ticari ve stratejik ağların geliştirilmesi Hazar Denizi'nde önemli bir kavşak noktası bulmaktadır. İran, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Rusya arasında son derece stratejik bir konuma sahip olan, 371.000 kilometrekarelik yüzölçümü ve oldukça eşsiz ekosistemiyle, çok çeşitli biyolojik çeşitliliğe sahip ve komşu ülkeler arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliği için paha biçilemez değerde doğal bir rezervuar olan dünyanın en büyük gölünden bahsediyoruz.
Doğal kaynaklar ve enerji güvenliği
Hazar Denizi bölgesinin jeopolitik manzarası, denize kıyısı olan beş ülke arasında önemli etkileşimlerin olduğu karmaşık bir yapıya sahiptir. Her ülke, kaynak zengini bu iç denizin dinamiklerini şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır. 2018 yılında, barışçıl işbirliği amacıyla deniz sınırlarının yasal olarak belirlenmesi ve doğal kaynakların yönetiminin paylaşılması için bir anlaşma imzalandı. Rusya ile Kuzey-Güney Ulaşım Koridoru için güçlü bir nokta haline gelen ve iki ülke arasında gerçek bir yeni enerji ve ticaret kanalı oluşturan İran'ın rolü çok önemlidir. Hazar Denizi'ni güçlü noktalarından biri haline getiren Kazakistan'ın yönetimi de aynı derecede önemlidir.
Bölge ayrıca hidroelektrik enerji, altın ve gümüş gibi değerli metaller ve demir, çinko, bakır, uranyum ve boksit gibi mineraller de dahil olmak üzere önemli yakıt dışı kaynaklara sahiptir. Dünya havyar üretiminin %90'ı Hazar Denizi'nde gerçekleştirilmektedir. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ve Kazakistan-Çin boru hattı gibi büyük boru hatları, bu kaynakların Avrupa ve Asya'ya taşınması için hayati önem taşımakta ve bölgenin uluslararası bağlamdaki stratejik öneminin altını çizmektedir. Turizm ve balıkçılık alanlarında daha fazla kullanılmamış potansiyel bulunabilir: Azerbaycan'daki Bakü ve İran'daki Bandar Anzali gibi kıyı şehirleri, güzel plajlar, tarihi yerler ve canlı kültürler sunan popüler turistik yerler olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sektörlerin geliştirilmesi yerel ekonomiyi çeşitlendirecek, enerji ihracatına olan bağımlılığı azaltacak ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik edecektir.
Bu anlamda bölgesel işbirliği, Hazar'ı teknik olarak tanımlanabileceği gibi bir göl değil, bir Deniz haline getiren ve böylece Uluslararası Hukuku her düzeyde (siyasi, stratejik ve ekonomik) kendi lehine çeviren bir coğrafi anlaşmanın kabul edilmesinin ardından başlatılan Hazar Ekonomik Forumu'nun rotalarını takip etmektedir.
Yeni koridorlar
Temel dönüm noktası, kıyı ülkelerinin ekonomik konularda ortak bir strateji benimsemesidir. Rusya ve İran ticaret yollarının iki ana aktörüdür. Moskova ve Tahran, 2022 sonu itibariyle, gemilerden İran'daki demiryoluna 12 milyon ton mal taşıyacak, böylece Karadeniz'den geçen geleneksel rotaları bypass edecek ve aynı zamanda Akdeniz ve Kızıldeniz'den doğuya doğru sermaye ve mal akışını kolaylaştıracak yeni ticaretler başlatacaklarını duyurdu.
Projeler, Rusya'nın 1 milyar dolar ayırdığı Volga-Don kanalını rehabilite etmek ve böylece Azak Denizi, Don, Volga ve Astrakhan limanı ile bağlantıyı güçlendirmek için dış ticaret gemilerinin geçişini kolaylaştıran yeni navigasyon ve deniz taşımacılığı yasalarının yürürlüğe girmesiyle başlatıldı. İran ayrıca Rus limanlarına ve denizcilik şirketlerine de yatırım yapmıştır: İran İslam Cumhuriyeti Denizcilik Şirketi on yıl önce Astrahan'daki Solyanka'nın %53 hissesini satın almıştır. Kısmen Rus banka kredileriyle finanse edilen toplam 10 milyon dolarlık yatırım, 270 konteynerlik bir geminin satın alınmasını ve rıhtımlarla iç yolların modernizasyonunu içeriyordu. İran'ın Astrahan'da bir konsolosluk açtığını ve Mir Business Bank'ın Moskova ve Kazan'da şubelerinin bulunduğunu da belirtmek gerekir.
İran ve Rusya arasındaki kara yolu ise Azerbaycan ve Dağıstan'dan geçmektedir. Demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi, malların transit hacmini arttırdığı ve taşımacılığı hızlandırdığı için bölge ülkeleri için önemli bir ekonomik ve altyapı önceliğidir. Şu anda Astara-Bakü-Dağıstan güzergahı İran ve Rusya arasındaki ana transit koridorudur. Geri kalanı için demiryolu ağları eksiktir; Rusya, İran ve ayrıca Hindistan hatları iyileştirmekle ilgilenmektedir ve halihazırda limanlar ile başkentler arasındaki güzergahlar için dört yıllık bir iyileştirme projesini finanse etmişlerdir.
Çin'in rolü
Son zamanlarda Çin de Hazar Denizi ortaklıklarının büyümesine ilgi duyduğunu ifade etmiştir. Ulusal çıkarları savunmak ve avantajlı jeopolitik sonuçlar elde etmek için ekonomik araçların kullanılması olarak tanımlanan ekonomik coğrafya, çok kutuplu bir dünyanın ortaya çıkışında merkezi bir rol oynamaktadır. Bu dönüşüm sürecinde Hazar ülkeleri, Çin ve Hindistan ile birlikte önemli bir rol oynayacaktır.
Çin, Asya'daki en büyük ticaret yolu olan İpek Yolu'na dokunarak kendisini daha geniş bir ekonomik çerçeveye entegre edecek bir girişimi destekliyor. Avrupa, Afrika ve Asya'yı birbirine bağlayan Kuşak ve Yol Girişimi, Hazar Denizi'nden geçmekte ve bölgedeki tüm ülkeleri etkilemektedir. Hindistan ise Kuzey-Güney Ulaşım Koridoru'ndan faydalanarak Hazar'ı Hint Okyanusu'na bağlayan güzergahları güçlendirmek ve mevcut çeşitli kültürler ve etnik gruplar arasında zaten tarihsel olarak var olan bölgesel işbirliğini yeniden canlandırmak istemektedir.
Jeo-ekonomi, ticareti ekonomik kazançları maksimize etmenin bir aracı olarak gören liberal ekonominin aksine, ekonomik, güvenlik, siyasi ve uluslararası alanlarda göreceli kazançlar elde etmek için kara ve deniz ulaşım yolları, komşu pazarlar ve siyasi ve coğrafi yakınlık gibi araçları kullanır.
Altyapı, enerji ve ulaşım koridorlarına yapılacak stratejik yatırımlar sayesinde Hazar Denizi bölgesinin, Orta Asya'daki işbirliğini pekiştirecek ve komşu ülkeler arasındaki diplomatik ve stratejik ilişkileri geliştirecek önemli bir ekonomik merkez haline gelmesi beklenmektedir. Bu anlamda Hazar Denizi, halen güçlü bir Batı etkisine sahip olan Hindistan ile Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Avrupa devletlerinin stratejik ilgi odağı olan ve hızla büyüyen bir ülke olan Kazakistan için bir denge g açısından hayati önem taşımaktadır.
Rusya, bölgenin askeri kontrolü için terazinin ibresi gibi hareket etmektedir ve bu, mevcut güçler ile daha uzaktakiler arasında bir denge sağlamak için gereklidir; buna İran'ın bağlantılılığı artırmadaki proaktif rolü de eklenmektedir ve Çin ve Hindistan'ın bu ekonomik çerçevelere entegrasyonu, bölgenin jeo-ekonomik potansiyelini artırarak Hazar Denizi'ni ticaret ve yatırım için dinamik bir uluslararası koridora dönüştürebilir.
Çeviri: Adnan DEMİR